Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı ve İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Fatma Varank, ‘16. Petersberg Diyaloğu’ kapsamında bulunduğu Berlin’de temaslarını sürdürüyor.
26 Mart 2025
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı ve İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Fatma Varank, ‘16. Petersberg Diyaloğu’ kapsamında bulunduğu Berlin’de temaslarını sürdürüyor.
Bakan Yardımcısı Varank, Berlin temaslarında sürdürdüğü ikili görüşmelerde, Türkiye’nin COP31 adaylığı, COP30’dan beklentiler, çok taraflı mekanizmaların güçlendirilmesi, iklim değişikliğiyle mücadelede güç birliği yapılması gibi konuları gündeme getirdi.
‘16. Petersberg Diyaloğu’ kapsamında yuvarlak masa toplantılarına katılan Bakan Yardımcısı Varank, “Küresel Durum Değerlendirmesi’nin Uygulanması” ve “Uyum ve Dayanıklılığın Oluşturulması” toplantılarında konuştu.
COP30'da, 2035 Ulusal Katkı Beyanları’nın (NDC) küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlama çabalarını sürdürme kararlılığıyla uyumlu hale getirmek için ivme yaratacak azaltım çıktıları, ormansızlaşmanın sona erdirilmesi ve tersine çevrilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının üç katına çıkarılması, yıllık enerji verimliliği kazanımlarının iki katına çıkarılması gibi konuların masaya yatırıldığı Küresel Durum Değerlendirmesi’nin (GST) Uygulanması toplantısında konuşan Bakan Yardımcısı Varank, “Paris Anlaşması'nın temel yapısı gereği, GST kararlarının taraflara yol gösterici nitelikte olduğunu ve NDC’lerin güçlendirilmesi sürecine önemli katkı sunduğuna inanıyoruz” dedi.
COP29 sırasında GST'nin uygulanmasına ilişkin Birleşik Arap Emirlikleri Diyaloğu'nun usulleri ile GST yıllık Diyaloğu üzerinde anlaşmaya varılmasını engelleyen konularının da ayrıca ele alındığı toplantıda konuşan Bakan Yardımcısı Varank’ın konuşmasından bası satır başları şöyle;
“Eşit, güvenilir ve somut desteklerle şekillendirilmiş yol haritalarına ihtiyaç var”
Ülkelerin GST kararında belirlemiş olduğumuz hedefleri hayata geçirebilmesi için ulusal koşullarına uygun, uygulanabilir, eşit, güvenilir ve somut desteklerle şekillendirilmiş yol haritalarına ihtiyacı var. Buna bağlı olarak COP30’da alınacak kararların Paris Anlaşması'nın uygulama ayağı olan finans, teknoloji ve kapasite geliştirme unsurlarında azaltım eylemini destekleyici somut bir ilerleme sağlayarak, ülkeleri 2035 NDC’lerini 1,5°C hedefiyle uyumlu hale getirecek bir ivme yaratması gerektiğine inanıyoruz. GST’de yer alan azaltım kararlarının uygulamasında istenen momentumun ancak bu şekilde sağlanabileceğini düşünüyoruz.
Son olarak, COP29’da BAE Diyaloğu ve yıllık GST Diyaloğu konularında ilerleme sağlanamamasının temel nedenlerinden birinin, diyaloğun kapsamı ve işlevine dair farklı beklentiler olduğunu değerlendiriyoruz.
“Kolektif düşünme ve eylemi teşvik etmek için paha biçilmez bir platform işlevi gören diyaloğu destekliyoruz”
Diyalog, kolektif düşünme ve eylemi teşvik etmek için paha biçilmez bir platform işlevi görmektedir. Aynı zamanda farklı deneyimlerin paylaşılması için alan sağlayarak uluslararası iş birliğini desteklemektedir. Diyaloğun devam etmesini destekliyoruz, bunun sadece ilk GST'nin ivmesini arttırmakla kalmayıp aynı zamanda uygulama ve azim konusundaki kritik boşlukları da doldurduğuna inanıyoruz. Bu yılki ikinci diyalog, tarafların stratejilerini geliştirmelerine destek verecek ve NDC'lerini sunma ve uygulama kapasitelerini daha da artıracak bir platform olacaktır.
Bakan Yardımcısı Varank, ‘Uyum ve dayanıklılığın oluşturulması’ toplantısında ise şunları söyledi;
“Mekanizmaların etkin bir şekilde uygulanması, küresel düzeyde iklim değişikliğinin etkilerine karşı dayanıklılığın artırılmasında kritik bir rol oynayacaktır”
Bakü Üst Düzey Uyum Diyaloğu, özellikle Küresel Uyum Hedefi (GGA) bağlamında, küresel uyum çabalarını ileriye taşımak için önemli bir platform işlevi görecektir. Diyalog, Küresel Uyum Hedefi çerçeve yapısını daha da geliştirme fırsatı sunarak uyum hedeflerinin bilimsel temellere dayanmasını ve ulusal koşullarla uyumlu hale getirilmesini sağlamak için önemli bir araç görevi görmektedir. Bu bağlamda, farklı bölgeler ve sektörler arasında uyum ilerlemesinin tutarlı bir şekilde izlenmesine olanak tanıyacak göstergelerin belirlenmesi büyük önem arz etmektedir. Bu mekanizmaların etkin bir şekilde uygulanması, küresel düzeyde iklim değişikliğinin etkilerine karşı dayanıklılığın artırılmasında kritik bir rol oynayacaktır.
“COP30’dan başlıca beklentilerden biri, verilen taahhütlerin etkin bir şekilde hayata geçirilmesidir”
COP30’dan başlıca beklentilerden biri, uyum finansmanındaki süregelen açığın giderilmesi ve BAE-Belém Çalışma Programı kapsamında verilen taahhütlerin etkin bir şekilde hayata geçirilmesidir. İklim değişikliğine karşı yüksek düzeyde kırılganlık taşıyan gelişmekte olan ülkeler için erişilebilir, öngörülebilir ve yeterli finansal kaynaklara duyulan ihtiyacın altı çizilmelidir. 1.5 °C hedefi gerçekleşse bile, iklimle ilgili riskleri en aza indirmek için hala önemli bir uyum finansmanı açığı olacaktır. Uyum finansmanını iyileştirmek için yeni yollar ve uyum projelerinin finansal olarak desteklenebilirliğini arttırmak için yenilikçi yöntemler kapsamlı bir şekilde tartışılmalıdır. Bu bağlamda, karma finansman, garantiler ve sigorta yoluyla riskin azaltılması ve destekleyici teşvikler tartışılabilir.