İstanbul, ‘II. Küresel İklim Diyaloğu’na Ev Sahipliği Yaptı

‘II. Küresel İklim Diyaloğu’ İklim Değişikliği Başkanlığı ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleşti.

29 Eylül 2025

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryası ve BM Kalkınma Programı (UNDP) İstanbul Bölgesel Merkezi iş birliğinde düzenlenen ‘Karşı Önlemlerin Uygulanmasının Etkilerine İlişkin İkinci Küresel Diyalog’ programı, ‘Ulusal Katkı Beyanları Bağlamında Karşı Önlemlerin Uygulanması ve Ana Akımlaştırılmasının İlerletilmesi: İstihdam Yaratmak, Ortak Faydaları Güçlendirmek ve Kritik Minerallerde Adil Yaklaşımları Teşvik Etmek İçin Sinerjileri ve Tavizleri Yönetmek’ temasıyla başladı.

Toplantının açış konuşmasını İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar yaptı.

İklim politikalarının uygulanmasının sosyo-ekonomik ve çevresel etkilerini değerlendirmek ve bu etkileri yöneterek sürdürülebilir, adil ve kapsayıcı bir geçiş süreci sağlamayı hedefleyen programda konuşan İklim Değişikliği Başkanı Hasar, iklim değişikliğiyle mücadelenin yalnızca azaltım hedefleri belirlemekten ibaret olmadığını, bu hedeflerin ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerini adil ve hakkaniyetli bir şekilde yönetmek anlamına da geldiğinin altını çizdi.

Bu çerçevede alınan önlemlerin küresel iklim eyleminin kritik bir bileşeni olduğuna değinen Başkan Hasar, “Hedefimiz, tüm olumsuz etkileri en aza indirirken olumlu etkileri en üst düzeye çıkarmak, yeşil büyümeyi teşvik etmek ve herkes için adil bir dönüşümü güvence altına almak olmalıdır.” dedi.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda yeni NDC’nin tüm sektörleri ve tüm sera gazlarını kapsadığını ve bu kapsamda, 2035 yılına kadar 466 milyon ton emisyon azaltımı hedeflendiğini kaydeden Başkan Hasar, şunları söyledi;

“2035 yılına kadar 466 milyon ton emisyon azaltımı hedeflenmekte”

2023 yılında sunduğumuz ilk Ulusal Katkı Beyanı (NDC) ile emisyon azaltım hedefimizi önemli ölçüde güçlendirdik. 2025 yılında kabul edilen İklim Kanunu ile birlikte 2053 Net Sıfır Emisyon hedefimiz ve Yeşil Büyüme vizyonumuz güçlü bir yasal zemine kavuşturulmuştur. Paris Anlaşması’nın 10. yıl dönümüne denk gelen bu kritik dönemde, Türkiye yeni NDC’sini tamamlamaktadır.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda duyurduğu üzere, yeni NDC tüm sektörleri ve tüm sera gazlarını kapsamaktadır. Bu kapsamda, 2035 yılına kadar 466 milyon ton emisyon azaltımı hedeflenmekte, böylelikle toplam emisyonların 643 milyon tonla sınırlandırılması öngörülmektedir. Bu hedef, COP30 öncesinde BMİDÇS Sekretaryası’na sunulacaktır. Yeni Ulusal Katkı Beyanımız, ulusal olarak geliştirilmiş emisyon projeksiyon modeli ve güçlendirilmiş kurumsal kapasiteyle desteklenmiş; kapsamlı, gerçekçi ve uygulanabilir bir yol haritası sunmaktadır.

“Yeterli finansman ve kaynak sağlanması hayati önem taşımakta”

Küresel iklim hedeflerine ulaşmanın, tüm Tarafların kendi sorumluluklarına uygun şekilde iddialı bir şekilde hareket etmesini gerektiriyor. Ancak bu süreçte ulusal koşulların, zorlukların ve potansiyelin dikkatle göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin iddialı azaltım eylemlerini tam olarak hayata geçirebilmesi ve sürdürülebilir kalkınma fırsatlarını değerlendirebilmesi için yeterli finansman ve kaynak sağlanması hayati önem taşımaktadır. Türkiye, bu süreçte aktif ve yapıcı bir rol oynamaya kararlıdır. İklim eylemindeki kararlılığını göstermek üzere COP31’e ev sahipliği yapma adaylığımızı bir kez daha vurgulamak isteriz.

Kritik mineraller ve adil ekonomik dönüşüm gibi spesifik alanlarda deneyim paylaşımının yapıldığı etkinlikte, ülkelerin önlemlerini NDC ve ulusal politikalarına etkin biçimde entegre ederek sürdürülebilir, kapsayıcı ve dirençli kalkınma sağlamak üzere diyalog düzenlemeyi amaçlıyor.

Facebook’ta Paylaş Twitter’da Paylaş Google Plus’da Paylaş Yazdır