Türkiye Cumhuriyeti ve AB tarafından ortak finanse edilen “AB-Türkiye İklim Değişikliği Hibe Programı”, “Hibe Bileşeni Fuar ve Bilgilendirme Toplantısı” kapanış etkinliği Ankara’da düzenlendi.
25 Eylül 2025
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından uygulanan ve İklim Değişikliği Başkanlığı’nın nihai faydalanıcısı olduğu “Türkiye’de Yerel İklim Eylemi için AB Ortaklığı Projesi” kapsamında, “AB-Türkiye İklim Değişikliği Hibe Programı”, “Hibe Bileşeni Fuar ve Bilgilendirme Toplantısı” kapanışı gerçekleştirildi.
Yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının uyum ve azaltım eylemlerini uygulayarak iklim değişikliğiyle mücadele çabalarında desteklenmesinin amaçlandığı projenin kapanış programına İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Orhan Solak da katıldı.
Programın açış konuşmasını yapan Başkan Yardımcısı Solak, iklim değişikliğinin günümüzün bir gerçeği ve geleceğimizi tehdit eden küresel bir sorun olduğuna değinerek, “İklim değişikliğine bağlı rekorların kırıldığı yılları yaşıyoruz. Artık sadece sıcaklık artışlarında değil, tüm iklim parametrelerinde rekorlar kırılıyor. Deniz suyu seviyesinde yükselme, okyanus suyu sıcaklıklarında artışlar, atmosferdeki sera gazı konsantrasyonu ve buzullardaki erime gibi tüm parametrelerde rekorlar kırılıyor. 2024 yılı en sıcak yıl olmakla birlikte 1.5 derecenin aşıldığı ilk yıl oldu. Ne yazık ki orta ve uzun vade projeksiyonlar bu etkilerin ve risklerin artarak devam edeceğini gösteriyor” dedi.
Türkiye olarak iklim değişikliğinin etkilerini en yoğun şekilde hisseden bölgelerden biri olan Akdeniz Havzası’nda olduğumuzu hatırlatan Başkan Yardımcısı Solak şöyle konuştu;
“Dünya ortalamasının çok daha üzerinde risklerle karşı karşıyayız. Türkiye için kuraklık riski dünya ortalamasının iki ila üç kat üzerinde. 2040 yılına kadar 2 derece ve 2100 yılına kadar da 3 ila 5 derece sıcaklık artışı beklentisi var.” diye konuştu.
İklim değişikliğinden en fazla etkilenen alanların kentlerimiz olduğuna da değinen Solak, “İklim değişikliği ile mücadelede uluslararası müzakere süreçleri ulusal politika mevzuat hazırlıkları diyoruz ama aslında eylemin karşılığı yerelde karşılık buluyor. Dolayısıyla yerelin sürece katılımı çok kritik.
Üretim alanları daralıyor. Biz iklim değişikliğini aslında çevresel, ekonomik, sosyal etkileriyle tüm ülkeleri, bölgeleri, sektörleri ve toplumun her kesimini ilgilendiren bir kalkınma ve bir güvenlik meselesi olarak nitelendiriyoruz. Bu hibe programının yerelin kapasitesinin, ortak çalışma ekosisteminin ve proje uygulama kapasitesinin geliştirilmesi anlamında önemli bir örnek olduğunu söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.
Programa, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Yeşil Kalkınma ve Kapsayıcı Büyüme Bölümü Başkan vekili ve Ateşe Christian Ballaro ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Proje Uygulama Dairesi Başkanı Doç. Dr. İsmail Raci Bayer ve çok sayıda davetli katıldı.