-
07 Mayıs 2025
İklim eylemini canlandırmak ve bu yıl gerçekleşecek olan BM İklim Değişikliği Konferansı'nda daha azimli bir iklim eylemi için düzenlenen Kopenhag İklim Bakanları Toplantısı’na Türkiye’yi temsilen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı ve İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Fatma Varank ve İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar katıldı.
Dünyanın çeşitli ülkelerinden yaklaşık 40 bakanın katıldığı toplantıda, ‘Paris Anlaşması Hedeflerine Ulaşmak İçin Adil Geçiş Yolları’, ‘İklim Finansmanının Harekete Geçirilmesinden Finansal Akışların Hizalanması’, ‘Çok Düzeyli İklim Eylemi’, ‘İklim Değişikliğine Uyum ve Dirençliliği Güçlendirmek’ gibi konular oturumlar halinde ele alındı.
İki gün sürecek toplantıda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Varank, küresel iklim eyleminin dönüştürücü sonuçlar üretmesi gereken bir dönemeçte olduğumuzu kaydederek, “Türkiye, NDC’leri bir hedef listesinden ziyade, iklimle uyumlu büyümenin motoru olarak konumlandırmaktadır ve bu yaklaşım, bizim için tercihten öte bir sorumluluktur” dedi.
NDC’yi uzun vadeli kalkınma planlamasının temel bileşenlerinden biri olarak ele aldıklarını belirten Bakan Yardımcısı Varank, şunları söyledi;
“Enerji dönüşümünü hızlandırmayı, yeşil teknolojilere geçişi, tarımda verimliliği artırmayı, ulaşımda temiz teknolojileri yaygınlaştırmayı hedefliyoruz”
Hazırlıklarını sürdürdüğümüz NDC 3.0 belgemizi, yalnızca ekonomi genelinde sera gazı azaltımını hedefleyen bir yapı olarak değil, aynı zamanda sektörel kalkınma stratejilerini içeren bütüncül bir çerçevede tasarlıyoruz. Bu belgeyle enerji dönüşümünü hızlandırmayı, sanayide yeşil teknolojilere geçişi teşvik etmeyi, tarımda verimliliği artırmayı, ulaşımda temiz teknolojileri yaygınlaştırmayı ve atık yönetiminde döngüsel ekonomi anlayışını geliştirmeyi hedefliyoruz. Tüm bu başlıklar, ülkemizin uzun vadeli kalkınma vizyonuyla doğrudan ilişkilendirilmiş durumdadır.
NDC 3.0 döneminde esas tartışılması gereken konu artık sadece “neyi hedeflediğimiz” değil; “nasıl uygulayacağımız” sorusudur. Biz bu sürece sürdürülebilir kalkınmayı merkezine alan bütünleşik bir strateji çerçevesiyle yaklaşıyoruz. Bu kapsamda, tüm iklim politikalarının eşgüdümünü sağlamak için İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulu ile karar alıyoruz. Kamu, özel sektör, yerel yönetim, iş dünyası ve sivil toplumun temsilcilerinin söz sahibi olduğu bu kurul iklim yetimimizin temel taşıdır.
“Ülkelerin ekonomik koşullarına uygun, uygulanabilir projelerin hayata geçirilebilmesi için elverişli bir finansal ve kurumsal ortam oluşturulmalıdır…”
Fazlasıyla karmaşık ve kritik eylemlerin gecikmesine yol açan bürokratik süreçler kolaylaştırılmalı ve hızlandırılmalı; ülkelerin mevcut ekonomik koşullarına uygun, uygulanabilir projelerin hayata geçirilebilmesi için elverişli bir finansal ve kurumsal ortam oluşturulmalıdır.
Bu sürecin kolaylaştırılabilmesi için küresel finansal kaynakların daha öngörülebilir, kolay erişilebilir ve gelişmekte olan ülkelerin farklı kalkınma ve iklim ihtiyaçlarıyla yakından uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir.
İklim Değişikliği Başkanı Hasar,
Toplantıda Türkiye’yi temsilen Bakan Yardımcısı Varank’a eşlik eden İklim Değişikliği Başkanı Hasar ise “Paris Anlaşması Hedeflerine Ulaşmak İçin Adil Geçiş Yolları” oturumunda bir konuşma yaptı.
Adil geçiş sürecinin yalnızca azaltımla ilgili sektörleri değil tarım ve kent gibi uyumla ilgili diğer sektörlerin dönüşümünü de içermesi gerektiğini belirten Başkan Hasar, “Her ülke iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için uyum faaliyetleri yürütmek ihtiyacındadır. Bu nedenle tarım ve kent gibi uyum eylemlerini içeren sektörlerin bu süreçten nasıl etkileneceği ve nasıl dönüşeceği mutlaka ele alınmalıdır” dedi.
Geçtiğimiz hafta Avrupa’da yaşanan enerji arz güvenliği sorunlarının bu alandaki kırılganlıkları bir kez daha ortaya koyduğunu vurgulayan Başkan Hasar, “Bu gelişmeler, enerji ithalatçısı olan ülkemizin enerji güvenliğine dair endişelerinin ne kadar haklı olduğunu da açık biçimde göstermiştir” şeklinde konuştu.
“Türkiye, kırılgan grupların karar alma süreçlerine aktif katılımına öncelik vermektedir”
Azaltım eylemlerindeki adil geçiş değerlendirilirken yenilenebilir enerji yatırımlarının üretim ve işleme aşamaları arasındaki istihdam potansiyeli farklılıklarının dikkate alınması, bu alanda yaşanması muhtemel adaletsizliğin önüne geçilmesi için önemli olacaktır. Bu nedenle yenilenebilir enerji sadece elektrik üretimi olarak değil tüm değer zinciriyle birlikte bir ekosistem olarak ele alınmalıdır.
Türkiye, kendi strateji ve eylem planlarında da yer verdiği gibi, adil geçiş süreci de karbonsuzlaşmanın sosyal etkilerini ele almanın önemini vurgulamakta, özellikle iş gücünün yeniden ve ileri düzey beceri kazanımı, bölgesel kalkınma önlemleri ve kadınlar ile kırılgan grupların karar alma süreçlerine aktif katılımına öncelik vermektedir.
Türkiye, politika belgelerinde yer verdiği gibi diğer ülkelerin istihdam stratejilerinde de yeşil ve adil geçişin temel bir eksen olarak yer alması gerekir. Eğitim sisteminin iş gücü piyasasıyla uyumu, yeni becerilerin kazandırılması ve yeşil sektörlerde istihdam olanaklarının artırılması gibi somut adımlar içermelidir.
“COP30 adil geçiş konusunda kritik öneme sahip”
Nüfusun yarısını oluşturan kadınların üretime katılımı adil geçişin başarısı için kritik öneme sahiptir. Kadınların yanı sıra gençlerin de sürece dahil edilmesi, inovasyonun ve kapsayıcı kalkınmanın önünü açacaktır. Eğitim ve beceri geliştirme politikaları adil geçiş planlarının ayrılmaz bir parçası olması gerekir.
Özel sektörün harekete geçirilmesi de temel bir politika aracı olarak görülmelidir. Özellikle KOBİ’lerin dönüşüme uyumu için kapasite geliştirme, finansal destek ve teknolojiye erişim konularında yoğun çalışmalar yürütüyoruz. COP30’u adil geçiş konusunda bahsettiğim tüm bu kritik önemdeki hususların göz önüne alındığı ve kimsenin geride bırakılmadığı bir kararın alınması için fırsat olarak görüyoruz. Herkes için tek bir çözümü öneren bir karardan ziyade, esnek ve ülkelerin farklı koşullarına uyum sağlayabilecek bir karar üzerinde çalışmalı, şimdiye kadar yapılan diyalogları da dikkate almalıyız.
Toplantının ikinci gününde ‘Küresel Durum Değerlendirme Sonucunun Uygulanması’, ‘İklim Değişikliğine Uyum ve Dirençliliği Güçlendirmek’ konuları oturumlar halinde konuşulacak.