İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar, COP30 kapsamında düzenlenen ‘Şeffaflık Konulu Bakanlar Düzeyinde Yüksek Düzeyli Diyalog: İlk Geliştirilmiş Şeffaflık Çerçevesi Döngüsünün Kutlanması’ yuvarlak masa toplantısına katıldı.
14 Kasım 2025
İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar, COP30 kapsamında düzenlenen ‘Şeffaflık Konulu Bakanlar Düzeyinde Yüksek Düzeyli Diyalog: İlk Geliştirilmiş Şeffaflık Çerçevesi Döngüsünün Kutlanması’ yuvarlak masa toplantısına katıldı.
Ülkelerin ihtiyaçlarını daha iyi belirlemesi ve iklim politikalarını önceliklendirmesi açısından önem taşıyan yuvarlak masa toplantısında konuşan İklim Değişikliği Başkanı Hasar, şeffaflık konusunun Paris Anlaşması’nın temel sütunlarından biri olduğuna değinerek, “Türkiye olarak şeffaflık süreçlerini yalnızca bir raporlama yükümlülüğü olarak değil, aynı zamanda ulusal politika geliştirme ve uygulama kapasitemizi güçlendirme fırsatı olarak görüyoruz. Bu bağlamda, zaman içinde edindiğimiz deneyim, iki yıllık şeffaflık raporumuz (BTR) güçlü bir altyapı ve şeffaflık sistemi kurmamızı sağladı.” dedi.
Etkili iklim eyleminin ancak güçlü bir şeffaflık sistemiyle mümkün olacağını vurgulayan Başkan Hasar, şu şekilde konuştu,
“ETF süreci, sadece iklim değişikliği alanında değil; enerji, tarım, ulaştırma, sanayi ve finans gibi sektörlerde de ortak bir anlayış geliştirilmesine katkı sağladı”
BTR hazırlık sürecinde ulusal sera gazı envanteri sistemimizi geliştirdik ve veri toplama, doğrulama ve raporlama süreçlerimizde kalite kontrol prosedürlerini iyileştirdik. Bu dönemde, farklı bakanlıklar ve kurumlar arasında veri paylaşımı ve doğrulama için güçlü bir mekanizma oluşturduk. İlk olarak veri yönetimi kapasitemiz güçlendirildi. İkinci olarak kurumlar arası koordinasyon derinleşti. ETF süreci, sadece iklim değişikliği alanında değil; enerji, tarım, ulaştırma, sanayi ve finans gibi sektörlerde de ortak bir anlayış ve bakış açısı geliştirilmesine katkı sağladı. Kanıta dayalı politika oluşturma süreçlerimiz güçlendirildi. BTR bulguları, yeşil dönüşüm politikalarının şekillendirilmesi ve 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefimizin somut eylemlere dönüştürülmesi için temel bir girdi işlevi görüyor.
Etkin ve Sürdürülebilir Destek Mekanizmalarının Önemi
Türkiye olarak, ETF kapsamındaki yükümlülüklerimizi yalnızca bir raporlama aracı olarak değil, ulusal kapasite geliştirme, politika planlama ve kanıta dayalı karar alma süreçlerini güçlendiren bir mekanizma olarak değerlendiriyoruz. ETF’nin etkin biçimde uygulanması, özellikle gelişmekte olan ülkelere yönelik teknik ve mali desteğin zamanında ve öngörülebilir biçimde sağlanmasını gerektirir.
Bu bağlamda, Türkiye aşağıdaki hususların altını çizmek istemektedir: Mali destek mekanizmalarının başvuru süreçlerinin sadeleştirilmesi, gelişmekte olan ülkelerin bu kaynaklara erişimini kolaylaştıracaktır. Uzun vadeli teknik ortaklıkların kurulması, BTR hazırlama kapasitesinin her iki yılda bir yeniden inşa edilmesine gerek kalmadan kalıcı hale gelmesini sağlayacaktır. Bölgesel bilgi paylaşım platformlarının etkin kullanımı, ortak öğrenmeyi ve deneyim paylaşımını güçlendirecektir.
Ayrıca, mevcut küresel mali mekanizmaların daha proaktif, kullanıcı dostu ve şeffaf hale getirilmesi, ülkelerin destek kaynaklarına erişimini hızlandıracaktır. Destek mekanizmalarının BTR hazırlık takvimiyle uyumlu hale getirilmesi, ülkelere önemli operasyonel avantajlar sağlayacaktır.
“Etkili iklim eylemi ancak güçlü bir şeffaflık sistemiyle mümkündür”
ETF’nin başarısı yalnızca raporların zamanında sunulmasına değil, ülkelerde kalıcı kurumsal hafıza ve sürdürülebilir kapasitenin oluşturulmasına bağlıdır. Kurumsal sahiplenme, başarının anahtarıdır. Kısa vadeli, proje bazlı desteklerin ötesine geçmeli ve ulusal düzeyde kalıcı kurumsal kapasite oluşturmayı hedeflemeliyiz. Bu nedenle, ulusal veri toplama, kalite güvence ve doğrulama sistemlerimizi güçlendirmeye büyük önem veriyoruz.
Etkili iklim eylemi ancak güçlü bir şeffaflık sistemiyle mümkündür. Bu nedenle, daha erişilebilir finansman, daha koordineli teknik destek ve daha kapsayıcı kapasite geliştirme mekanizmaları yönünde ortak çabalarımızı sürdürmeliyiz.
Türkiye’nin gelecekte önceliklendirilmesi gerektiğine inandığı üç alan
Türkiye, gelecekte üç alanın önceliklendirilmesi gerektiğine inanmaktadır; kapasite geliştirme ve bilgi paylaşım ağlarının güçlendirilmesi, mali ve teknik desteğin zamanında, öngörülebilir ve erişilebilir biçimde devam etmesinin sağlanması, ülkeler arasındaki deneyim paylaşımının artırılması. ETF süreci, uluslararası dayanışma ve ortak sorumluluk ruhunu yansıtmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye bu ortak çabaya güçlü katkısını sürdürmeye kararlıdır.
Geliştirilmiş Şeffaflık Çerçevesi’nin (ETF) ele alındığı yuvarlak masa toplantısı, ülkelerin ihtiyaçlarını daha iyi belirlemesi ve iklim politikalarını önceliklendirmesi açısından önem taşıyor. ETF ayrıca küresel iklim çabalarının değerlendirilmesini güçlendiriyor, ek eylem ve desteğin gerekli olduğu alanları ortaya koyuyor. Bununla birlikte, Ulusal Katkı Beyanları (NDC) kapsamındaki ilerlemeyi izleyerek güven oluşturuyor ve ülkelerin daha iddialı, etkili iklim planları hazırlamasını destekliyor.