İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar, COP30 için bulunduğu Brezilya’nın Belém kentinde Çocuklar ve İklim Eylemi Dostları Grubu Toplantısı’na katıldı.
11 Kasım 2025
İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar, COP30 için bulunduğu Brezilya’nın Belém kentinde Çocuklar ve İklim Eylemi Dostları Grubu Toplantısı’na katıldı.
İklim değişikliğinin çocuklar üzerindeki etkisini merkeze alan toplantıda konuşan İklim Değişikliği Başkanı Hasar, iklim değişikliğinin etkilerinin günümüzde çocukların hayatlarının bir gerçeği olduğunu belirterek, “Her kuraklık, sel, sıcak hava dalgaları öncelikle çocukların sağlıklarını, eğitimlerini ve güvenliklerini tehdit etmektedir. Çocuklarımızın sadece iklim krizinin mağduru olmalarını istemiyor; onların daha adil, daha yaşanabilir bir dünyanın mimarları olmalarını istiyoruz.” dedi.
Gençlerin ve çocukların yalnızca korunmasını değil, aynı zamanda iklim değişikliğini anlamalarını, çözümün parçası olmalarını da hedeflediklerine değinen Başkan Hasar’ın konuşmasından bazı başlıklar şöyle;
“Gerçek dirençlilik çocukların ve gençlerin bilgiye, bilime ve karar süreçlerine eşit erişimiyle mümkün”
Bizim için gerçek dirençlilik, yalnızca altyapıların güçlendirilmesiyle değil, çocukların ve gençlerin bilgiye, bilime ve karar süreçlerine eşit erişimiyle mümkün. Biz süreçlerimizi gençlerin ve çocukların seslerini, taleplerini duyarak ve dinleyerek yürütüyoruz. Türkiye’nin girişimlerinden biri olan İklim Elçileri programı, gençlerin ve çocukların iklim eylemine doğrudan katılımını teşvik eden örnek bir modeldir. Ülkemizin dört bir yanındaki üniversitelerden seçilen iklim elçileri; akranlarını bilinçlendirmekte, yerel eylemler başlatmakta ve iklim konusunu genç ve çocuk dostu bir dille topluma anlatmaktadır.
“İklim Kanunu İklim Değişikliği Konusunda İlgili Kurumlara Eğitim Faaliyetlerini Yükümlülük Olarak Tanıyor”
Türkiye’nin İkinci Ulusal Katkı Beyanı (NDC 3.0) hazırlık sürecinde gençlerle birlikte çalıştık. İklim Elçileri ve UNICEF iş birliğiyle örnek bir çalışma yürüttük. Gençlerimiz “eğitimin her şeyin başı olduğu” yönünde güçlü bir mesaj verdiler ve iklim değişikliği konusunda daha fazla eğitim talep ettiklerini ifade ettiler. Bu taleplere karşılık olarak İklim Kanunu’nda iklim değişikliği konusundaki eğitim faaliyetleri ilgili kurumlara sorumluluk ve yükümlülük tanımlayarak zorunlu hale getirildi.
“Çocuklarımızın ve gençlerimizin çevre bilinci kazanmasında da önemli bir dönüm noktası olmuştur”
Gençlerin iklim değişikliği konusunda eğitim taleplerine karşılık veriyoruz. Temmuz ayında yürürlüğe giren İklim Kanunumuzda iklim değişikliği konusunda eğitim faaliyetlerini kanunun bir hükmü olarak ilgili kurumlara sorumluluk ve yükümlülük tanımlayarak zorunlu hale getirdik. Ayrıca, Sıfır Atık hareketi, çevresel sürdürülebilirliğin yanında çocuklarımızın ve gençlerimizin çevre bilinci kazanmasında da önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bakanlığımız öncülüğünde yürütülen “Okullarda Sıfır Atık Eğitim Projesi” kapsamında 2025 yılı itibarıyla yaklaşık 1 milyonun üzerinde gencimize ve çocuğumuza erişim sağladık, öğretmenler için hazırlanan rehberlerle sıfır atık eğitimini müfredatın bir parçası haline getirdik.
“Gençler Dirençli Bir Ülke İstiyor”
İklim Elçilerimiz, yaptıkları Gençlik İstişare Anketi ile “Gençler, dirençli bir ülke istiyoruz” mesajını veriyor. 2024–2030 dönemini kapsayan İklim Değişikliğine Azaltım ve Uyum Stratejisi ve Eylem Planları’nda çocukları ve gençleri merkeze alan sektörel stratejiler yer alıyor. İklim Elçilerimiz bu anket sonucunda bahsettiğim mesajları içeren “Gençlik Tavsiye Raporu”nu hazırladı. Bu rapor, Türkiye’nin İkinci Ulusal Katkı Beyanı (NDC 3.0) hazırlık sürecine doğrudan katkı sağladı; böylece iklim politikalarımıza çocuk ve genç duyarlılığını güçlü biçimde yansıttık. Bu son derece kıymetli çalışma için ben ülkem ve şahsım adına gençlerimize ve UNICEF’e de teşekkür etmek isterim.
“Türkiye Çocuk Merkezli Bir İklim Politikası Yürütüyor”
Türkiye çocuk merkezli bir iklim politikası yürütüyor. Türkiye, bilgiyle toplumsal bilinci buluşturan bir dönüşümü sürdürmekle birlikte iklim diplomasisinde de çocukların ve gençlerin sesi olma misyonunu kararlı bir şekilde devam ettirmekte. Bu nedenle Türkiye, küresel uyum hedefi sürecinde çocuklara özel göstergelerin geliştirilmesi, çocukların maruz kaldığı risklerin ölçülebilir hale gelmesi ve politika döngüsüne entegre edilmesi gerektiğini güçlü bir ses ile savunmaktadır. Adil geçiş ve iklim finansmanı, BAE diyaloğu gibi diğer kritik müzakere konularında da ülkemiz çocukların ve gençlerin sesi olmaya devam etmekteyiz.
COP31 adaylarından Avustralya Pasifik’teki çocuk ve genlerin iklimden oldukça yüksek düzeyde etkilendiklerini, ve COP31 sürecinde bu konunun kendileri için de oldukça önemli olduğunu ifade etmeleri sonrası, Başkan Hasar, Türkiye’nin COP31 adaylığına vurgu yaparak, Türkiye’nin COP31 başkanlığı sürecinde bütün kırılgan bölgelerdeki çocukların, Amazon’dan Afrika’ya, Akdeniz’e ve Pasifik adalarına kadar bütün kırılgan bölgelerdeki çocukları iklim eylemine dahil edeceklerini, Türkiye’nin duruşunun küresel bir sorumluluk çerçevesinde ele alacaklarını ifade ederek konuşmasını tamamladı