Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Brezilya’nın Belém kentinde düzenlenen 30’uncu Taraflar Konferansı (COP30) Liderler Zirvesi’nde konuştu.
07 Kasım 2025
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Brezilya’nın Belém kentinde düzenlenen 30’uncu Taraflar Konferansı (COP30) Liderler Zirvesi’nde konuştu.
10 Kasım’da başlayacak ve iki hafta sürecek COP30 öncesi düzenlenen Liderler Zirvesi’nde konuşan Yılmaz, küresel ölçekte artan jeopolitik gerilimler, ekonomik belirsizlikler ve iklim değişikliğinin yol açtığı eşitsizliklere dikkat çekti.
Türkiye’nin düşük karbonlu bir geleceğe geçiş doğrultusunda 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefini benimsediğini belirten Yılmaz, bu kapsamda yürütülen yasal ve teknik çalışmalara değindiği konuşmasından bazı başlıklar şöyle;
“İklim değişikliği, artık yalnızca çevresel bir sorun olmaktan çıkmış, kalkınma hedeflerine yönelik kazanımları tehdit eden bir mesele hâline gelmiştir”
İklim değişikliği, artık yalnızca çevresel bir sorun olmaktan çıkmış, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımları tehdit eden, giderek daha karmaşık bir mesele hâline gelmiştir. Bu iç içe geçmiş zorluklar, güçlü bir uluslararası iş birliği gerektirmektedir. Burada bulunmamız, çok taraflılığa ve etkin uluslararası kurumlara olan bağlılığımızın açık bir göstergesidir. Paris Anlaşması’nın 10. yıldönümünü kutladığımız bu dönemde, kapsayıcı bir yaklaşım benimserken, anlaşmanın sürdürülebilirliğini ve etkinliğini göstermek çok önemlidir. On yıl önce ortak umutlar ve hedefler etrafında birleşmiştik. Bugün ise bu umutları somut sonuçlara ve ileriye dönük politikalara dönüştürme kararlılığımızı ifade etmek üzere buradayız.
“Uyum ve adil dönüşüm alanlarında somut adımların önceliklendirilmesi gerektiğine inanıyoruz”
COP30 kapsamında, iklim değişikliğinin tetiklediği sosyo-ekonomik zorlukları hafifletmek amacıyla, uyum ve adil dönüşüm alanlarında somut adımların önceliklendirilmesi gerektiğine inanıyoruz.
‘Baku-Belem Yol Haritası’ çerçevesinde belirlenen ‘COP29 Finans Anlaşması’nın da tam ve zamanında uygulanması, ulusal enerji ve kalkınma stratejilerinin iklim hedefleriyle uyumlu hâle getirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
“Türkiye, iklim değişikliğinden en fazla etkilenen ülkeler arasında yer almaktadır”
Türkiye, iklim değişikliğinden en fazla etkilenen ülkeler arasında yer almaktadır. Ülkemizde gözle görülür bir ısınma eğilimi yaşanmakta, yağış rejimleri değişmekte ve aşırı hava olaylarının sıklığı ve şiddeti artmaktadır. Türkiye'nin tarihsel sorumluluğu sınırlıdır. Buna karşın, Paris Anlaşması’na ve ortak hedeflerine ulaşmak için hedeflerden eyleme geçme taahhüdümüze sadık kalmaya devam ediyoruz. Ülkemiz, düşük karbonlu bir geleceğe geçiş doğrultusunda 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefini benimseyerek iddialı bir yol haritası belirlemiştir.
Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından, New York’ta düzenlenen İklim Zirvesi’nde açıklandığı üzere, Türkiye 2035 yılı itibarıyla projeksiyonlardaki 695 milyon tonluk 2030 emisyonunu 643 milyon tona düşürmeyi hedeflemektedir. Bu doğrultuda, Türkiye Büyük Millet Meclisimiz bu yıl Temmuz ayında ülkemizin ilk “İklim Kanunu”nu kabul etmiş ve iklimle ilgili tüm çalışmalarımıza güçlü bir yasal zemin kazandırmıştır.
“Uzun Dönemli İklim Stratejimiz ile Uyum ve Azaltım Strateji ve Eylem Planlarımız yürürlüğe konulmuştur”
Emisyon Ticaret Sistemi’nin oluşturulması, Yeşil Finans Stratejisi’nin uygulanması ve Ulusal Yeşil Taksonomi’nin geliştirilmesine yönelik çalışmalarımız devam etmektedir.
Temel sektörlerimizde dönüşüm sürecimizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Yenilenebilir enerjinin payını artırırken ve enerji verimliliğini geliştirirken; sanayide düşük karbon teknolojileri ve döngüsel ekonomi uygulamalarını yaygınlaştırıyoruz. Bu yıl itibarıyla toplam kurulu güç içinde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 60’ın üzerine çıkarmış bulunuyoruz. Demiryolu taşımacılığına öncelik veriyor ve elektrikli araçlara geçiş sürecini hızlandırıyoruz.
Ayrıca, iklim değişikliğiyle mücadelede en hızlı ve maliyet etkin çözümlerden biri olan Sıfır Atık girişimini hem ulusal hem de küresel düzeyde yaygınlaştırmaya devam edeceğiz. Tüm bu çalışmalarımız, 2053 net sıfır hedefimize ulaşmamızda kritik rol oynayacaktır. Bununla birlikte, iklim finansmanı araçlarına erişimin güçlendirilmesi çabalarımıza önemli katkı sağlayacaktır.
“Herkes için müreffeh, dirençli ve yeşil bir dünya için iş birliğini sürdürme yönündeki Türkiye’nin taahhüdünü vurgulamak istiyorum”
Herkes için daha müreffeh, dirençli ve yeşil bir dünya inşa etmek amacıyla, Türkiye’nin adil, hakkaniyetli ve ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluk ilkesi çerçevesinde yürütülecek bir iklim eylemi için tüm Taraflar ve küresel toplulukla iş birliğini sürdürme yönündeki güçlü taahhüdünü bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Liderler Zirvesi öncesinde çok sayıda ülkenin üst düzey temsilcileriyle de bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’a Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Fatma Varank ve İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar eşlik etti.
COP30’un ana gündem maddeleri
COP30, Amazonlar ve ormansızlaşmayla mücadele, küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlama çabaları, yeni ulusal katkı beyanlarının (NDC) sunulması ve COP29’da verilen finansman taahhütlerinin ilerlemesi başlıklarıyla toplanacak.
Ayrıca sera gazı emisyonlarının azaltılması, iklim değişikliğine uyum, gelişmekte olan ülkelere yönelik iklim finansmanı, yenilenebilir enerji ve düşük karbonlu teknolojiler zirvenin öne çıkan konuları arasında yer alıyor.