Türkiye’nin ilk İklim Şûrası başladı
21 Şubat 2022
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca Konya’da düzenlenen İklim Şurası’nın açılış oturumu gerçekleştirildi. Türkiye’nin iklim değişikliği vizyonunu, gelişen ve değişen koşullar çerçevesinde yeniden ele alarak “yeşil dönüşüm” anlayışını katılımcı bir şekilde ortaya koymak amacıyla düzenlenen Şûra’nın açılışı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un katılımıyla yapıldı.
Selçuklu Kongre Merkezi'nde düzenlenen İklim Şûrası, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından, ney taksimi, iklim değişikliği tanıtım filminin gösterilmesi ve iklim elçisi 4 gencin gençlik bildirisini okuması ile başladı.
Kurum konuşmasında iklim değişikliği ile mücadele için acilen ciddi önlemlerin alınması gerektiğini, Türkiye’de iklim değişikliğinin etkilerinin görülemeye başladığını, afetlerin arttığını, Konya’nın da iklim değişikliğinden derinden etkilendiğini ve kuraklıkla, susuzlukla, dev obruklarla yüzleştiğini, göllerini kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldığını söyledi.
Şehirlerin, sıcak hava dalgaları, meteorolojik afetler, kuraklık, su stresi gibi sayısı ve çeşidi her geçen gün artan olumsuzluklarla savaştığını, deniz seviyesinin yükselmesi, yangınlar, kuraklık ve diğer faktörler nedeniyle iklim göçleri başladığını anlatan Kurum, 2050'ye kadar 216 milyondan fazla insanın afetlerden kaçmak için yer değiştirmesinin öngörüldüğünü ifade etti.
İnsanlığa karşı vazifemiz var
Bakan Kurum, Marmara Denizi'nde müsilaj riskinin halihazırda olmasa da devam ettiğini vurgulayarak, sel felaketlerinden etkilenen Rize, Artvin, Kastamonu, Sinop ve Bartın'da hayatı normalleştirmek için yoğun bir gayret içerisinde olduklarını söyledi.
İklim değişikliğinin, sonuçları bakımından, sadece çevre, jeofizik ve ekoloji bilimlerinin bir konusu olmaktan çıktığını, ekonomi, maliye ve sosyal politikaların da konusu haline geldiğini kaydeden Kurum, "Türkiye, iklim değişikliğinin geldiği bu noktadan sorumlu bir ülke değildir. Ancak bizim tarihten gelen bir hassasiyetimiz var. O da insanlığa karşı vazife bilincimiz." ifadelerini kullandı.
Bakan Kurum, bu bilincin bir gereği olarak 2022'de Türkiye'nin "Ulusal Katkı Beyanını ve Uzun Dönem Strateji ve Eylem Planı"nı hazırlayıp BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryası'na sunacaklarını kaydetti.
Türkiye'nin milli enerji politikasının, arz güvenliğini iyileştirerek ithalat bağımlılığı azaltmayı ve yenilenebilir enerji kaynaklarından azami ölçüde yararlanmaya öncelik verdiğini belirten Bakan Kurum, bu konuda dünyanın en başarılı ülkelerinden birinin Türkiye olduğunu söyledi.
Daha güçlü bir finans sektörüne ihtiyaç duyuyoruz
Gelecek süreçte Türkiye'nin depolama, batarya, akıllı şebekelerin kurulumunu arttırması, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesis sayısını en yüksek noktaya taşıması, bu noktada "Uzun Dönemli Enerji Planı"nı acilen hazırlamasını gerektiğine işaret eden Kurum, şehirlerin enerji altyapılarının, daha verimli ve dayanıklı hale getirilmesi çalışmalarının hızlandırılması gerektiğini kaydetti.
Kurum, sanayi sektöründe, yeşil üretime geçiş ve yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaştırılmasının, enerji verimliliği, alternatif hammadde ve yakıt kullanımında öncelik olması gerektiğini belirterek şöyle devam etti:
"Döngüsel Ekonomi Eylem Planlarının hazırlanması ve Sıfır Atık hareketi, atığın azaltılması ve israfın engellenmesi açısından büyük önem arz ettiğini belirten Bakan Kurum, döngüsel ekonomiye geçilmesi için finansal mekanizmaların hızlıca geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Bakan Kurum, “Bugün OECD'nin tahminlerine göre, 2030 yılına kadar enerji, ulaştırma, su ve telekomünikasyon altyapısı için, küresel çapta yılda ortalama 6,3 trilyon dolar tutarında yatırım yapılması gerekmektedir. Baştan bu yana sıraladığım köklü dönüşümleri gerçekleştirebilmek için, çok daha güçlü bir finans sektörüne ihtiyaç duyuyoruz." dedi.
Karbon fiyatlama mekanizması için kararlılık avantaj sağlayacak
Avrupa Birliğinin 2021'de Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında yeni bir büyüme stratejisi benimsediğini ifade eden Kurum, özellikle sınırda karbon düzenlemesinin, ihracatının yüzde 45'ini Avrupa Birliği ülkelerine yapan Türkiye için son derece hayati olduğunun altını çizdi.
Kurum, dünyada çok önemli bir azaltım politikası olan karbon fiyatlama mekanizması için kararlı bir adım atılması gerektiğini belirterek, "Ülkemizin bu konudaki kararlılığı, hem uluslararası ticarette, hem de düşük karbonlu teknolojilerde bize yüksek bir avantaj sağlayacaktır." dedi.
Türkiye’nin acilen bir İklim Kanunu’na ihtiyacı var
İklim Şurası'nın "İklim Kanunu" ve "Yerel Yönetimlerin Katkısı" konularına katkı sağlayacağını ifade eden Kurum, Türkiye'nin acilen kapsamlı bir İklim Kanunu'na ihtiyacı olduğuna işaret etti.
Bakan Kurum, bu yıl itibarıyla iklim daire başkanlıkları ve sıfır atık müdürlüklerinin kurulmasını zorunlu hale getirdiklerini, Şura'daki görevlerinin de belediyeleri daha etkin kılmak için gerekli yasal düzenlemeleri ve finans problemlerinin çözümünü sağlayacak fikirleri, tüm açıklığıyla ortaya koymak olduğunu söyledi.
5 gün sürecek İklim Şurası'nın, Türkiye’nin Yeşil Kalkınma Devrimi'ne en güzel şekilde hizmet etmesini umduğunu belirten Kurum, müzakere ve toplantılarla ulaşacakları hedefleri sonuç bildirgesi ile açıklayacaklarını ifade etti.