İklim değişikliğine karşı küresel direncin artırılması için 21-22 Mart tarihlerinde Kopenhag Bakanlar Diyaloğu gerçekleştirildi.
28 Mart 2024
21-22 Mart 2024 tarihleri arasında bir araya gelen yaklaşık 30 ülkenin Bakanları ve temsilcileri ile Uluslararası Enerji Ajansı, Yeşil İklim Fonu, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı gibi kuruluşların yetkilileri; 11 - 22 Kasım 2024 tarihleri arasında Azerbaycan’ın Bakü kentinde gerçekleştirilmesi planlanan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 29. Taraflar Konferansı (COP29) oturumu öncesinde iklim gündemini değerlendirme fırsatı buldu.
Ülkemiz Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı ve Başmüzakereci Sayın Fatma Varank, İklim Değişikliği Başkanı Sayın Prof. Dr. Halil Hasar, ve beraberindeki heyet tarafından temsil edildi. Ülkemiz toplantıya aktif katılım sağladı ve COP29 Başkanlığı’na olan desteğimiz açıkça ifade edildi.
Türkiye; COP29’dan adil, kimseyi geride bırakmayan, dengeli kararların çıkması konusundaki beklentisinin yanı sıra 2024-2030 dönemini kapsayan azaltım ve uyum stratejileri ve eylem planlarının ülkemizin iklim hedeflerindeki ve NDC’mizi uygulama sürecindeki rollerinden bahsetti. Yeni sayısal finans hedefinin gelişmekte olan ülkelerin beklentilerini karşılayacak bir miktar olmasının yanı sıra, başta çok taraflı kalkınma bankaları ve uluslararası kuruluşların süreçteki rollerinin kritik olduğu ifade edildi.
Kasım 2023'te Dubai'de düzenlenen COP28’in en dikkat çeken çıktılarından biri olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Mutabakatı ile İlk Küresel Durum Değerlendirmesi sonucu, Paris Anlaşması hedeflerine yönelik ilerlemeyi değerlendirmiş ve 2030 ve sonrasına kadar hedef ve uygulama boşluklarını kapatmayı amaçlayan ileriye dönük küresel çabalara ilişkin kararlar içermiştir. Bu eylemler arasında; yenilenebilir enerji kapasitesinin küresel olarak üç katına çıkarılması, 2030 yılına kadar enerji verimliliği iyileştirmelerinin küresel ortalama yıllık oranının iki katına çıkarılması, karbondioksit dışı gazların azaltılmasının hızlandırılması, enerji sistemlerinde fosil yakıtlardan uzaklaşılması, 2030 yılına kadar ormansızlaşmanın durdurulması ve tersine çevrilmesi ve 2025 yılına kadar küresel emisyonların zirveye çıkarılması ihtiyacının kabul edilmesi yer alıyor.
10 aydan kısa bir süre içinde Taraflar, BAE Mutabakatı’nın uygulanmasına yönelik çalışmalara devam etmek ve Ulusal Katkı Beyanları’nın (NDC'ler) bir sonraki aşamasına giden yolu sunmak üzere Azerbaycan'ın Bakü kentinde COP29'da yeniden bir araya gelecekler. İklim Finansmanına ilişkin Yeni Kolektif Sayısallaştırılmış Hedef (NCQG), küresel iklim finansmanı mimarisi ve Paris uyumlu bir dönüşümün uygulanmasına yönelik ihtiyaçlara etkin bir şekilde cevap verebilme kabiliyeti açısından bir dönüm noktası olacak bu zirve öncesinde ülkelerin ve diğer paydaşların bir araya gelerek diyalog geliştirmesini hedefleyen Kopenhag Bakanlar Diyaloğu kapsamında, genel kurul ve ara formatlar aracılığıyla, küresel iklim gündemindeki kilit konular (azaltım, uyum, kayıp ve zarar, ulusal katkı beyanları ve finans) etrafında, BAE Mutabakatı'nı temel alan ilerleme beklentileri ve mevcut durum hakkında istişareler gerçekleştirildi.
İstişarelerde, 2025 yılında sunulması gereken NDC’lerin özelliklerinin neler olacağı başta gelen konular arasındaydı. Bu çerçevede gelişmekte olan ülkeler hali hazırdaki NDC’lerin uygulanmasına odaklanılmasına vurgu yaparken, gelişmiş ülkeler başta olmak üzere bazı ülkeler ise 2025 NDC’lerinin Paris Anlaşması’ndaki 1,5 santigrat derece hedefini canlı kılacak, bilimsel temeller üzerine inşa edilecek, ekonomi genelinde bütün sektörleri ve gazları kapsayacak şekilde hazırlanması ve G20 ülkelerinin bu noktada liderlik etmesi gerektiğini ifade ettiler.
Birleşik Arap Emirlikleri, Azerbaycan ve Brezilya’dan oluşan 1,5 Derece Görevi Troykası’nın da tanıtıldığı toplantıda, katılımcılar Troyka ile birlikte çalışma konusundaki beklentilerini dile getirdiler. Ayrıca daha azimli NDC’ler için pek çok ülke azaltım finansmanının ve teknoloji transferi ve geliştirmenin önündeki engellerinin kaldırılmasının önemine vurgu yaptı.
Küresel direncin artırılması ve kayıp-zarar konusunda ise öncelikle Dubai’de kabul edilen kararlar çerçevesinde küresel bir uyum hedefi belirlenebilmesi için göstergelerin çalışılmasını hedefleyen Dubai-Belem Çalışma Programı’nın önemine değinilerek Ulusal Uyum Planları’nın ilgili ülkelerce hazırlanmasının kritik olduğu katılımcılar tarafından ifade edildi. Kayıp ve Zarar Fon Düzenlemeleri kararı kapsamında kurulan Kurulun bir an önce bir araya gelerek Fonun çalıştırılmasını ve COP28’de toplanan yaklaşık 700 milyon dolarlık fonun dağıtılmaya başlanmasını vurgulayan katılımcılar, aynı zamanda uyum finansmanı miktarının arttırılması yönündeki beklentilerini de ifade ettiler.
İklim finansmanına ilişkin yeni hedef konusunda katılımcılar beklentilerini dile getirdiler. Hali hazırdaki yıllık 100 milyar dolar hedefi konusundaki geçmiş tecrübelerden ders çıkarılması gerektiği, kamu finansmanı kadar özel finansmanın, çok taraflı kalkınma bankalarının ve uluslararası finans kuruluşlarının süreçteki rolüne dair görüşlerin yanı sıra, bilhassa finans kullanan ülkelerin bu konudaki şeffaflık süreçlerini takip etmesi yönündeki beklentiler de donör ülkeler tarafından dile getirildi. En az gelişmiş ülke temsilcileri yeni sayısal hedefin yıllık olarak belirlenmesinin yanı sıra dağıtım planının da karara bağlanması gerektiğini ifade ederken, gelişmiş ülkeler ulusal katkı beyanlarının ve ulusal uyum planlarının yatırımları teşvik edecek nitelikte azimli bir anlayışla hazırlanması gerektiğinin altını çizdi.