İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar, ‘Yerel Yönetimlerde İklim Değişikliğiyle Mücadele İyi Uygulama Paylaşımı’ çevrimiçi toplantısının açış konuşmasını gerçekleştirdi.
28 Ağustos 2025
İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar, ‘Yerel Yönetimlerde İklim Değişikliğiyle Mücadele İyi Uygulama Paylaşımı’ çevrimiçi toplantısının açış konuşmasını gerçekleştirdi.
İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar, Türkiye’de Yerel İklim Eylemi için AB Ortaklığı Projesi kapsamında düzenlenen “Yerel Yönetimlerde İklim Değişikliğiyle Mücadele İyi Uygulama Paylaşımı” çevrimiçi toplantısının açış konuşmasını yaptı.
Prof. Dr. Hasar konuşmasında, iklim değişikliğinin artık hem Türkiye’de hem de dünyada daha sık ve şiddetli şekilde hissedildiğini vurguladı. “İklim değişikliğinden en fazla etkilenen yerler kentlerdir” diyen Hasar, şehirlerin sellerden sıcak hava dalgalarına, aşırı yağışlardan fırtınalara, orman yangınlarından kuraklığa kadar birçok riskle karşı karşıya olduğunu belirtti.
“En güçlü değişim, yerelden başlar”
Kentlerin yeryüzünün yalnızca yüzde 2’sini kapladığını ancak dünya enerjisinin üçte ikisinden fazlasını tükettiğini hatırlatan Hasar, “Bütün bu olumsuzluklara rağmen kentler, çözümün de merkezi olabilir. Çünkü iklim değişikliği ile mücadelede en etkili adımların atılabileceği yer yine kentlerdir. Küresel iklim krizine karşı her düzeyde mücadele gerekiyor, ama unutmayın: En güçlü değişim, yerelden başlar.” şeklinde konuştu.
2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedefi bir dönüm noktası
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedefinin Türkiye açısından önemli bir dönüm noktası olduğuna dikkat çeken Hasar, bu kapsamda 2022’de gerçekleştirilen İklim Şurası ile ilk yol haritasının oluşturulduğunu söyledi. Türkiye’nin dinamik nüfusu ve yüksek potansiyeliyle bu süreçte önemli bir aktör olacağını ifade etti.
İklim Kanunu ve Yerel Eylem Planları
Başkan Hasar, İklim Kanunu’nun Meclis onayıyla yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, “İklim değişikliği politikalarının güçlü bir zeminde uygulanmasını sağlamak üzere İklim Kanunu Gazi Meclisimizin onayıyla yürürlüğe girdi. İklim Kanunu ile insanların özgürlüklerini kısıtlayacak bir husus söz konusu değil. İklim Kanunu ile Yerel İklim Değişikliği Eylem Planlarının (YİDEP), 81 ilde ve tüm yerel paydaşlarla birlikte hazırlanmasını zorunlu hale getirdik.” dedi.
“Ülkemizin 2100 yılına kadar iklim projeksiyonlarını oluşturuyoruz”
Türkiye’nin geleceğe dönük iklim risklerini belirlemek üzere kapsamlı bir projeksiyon çalışması yürüttüklerini de aktaran Hasar, “İklime dayalı risklerin belirlenmesi için 3 km ölçeğinde ülkemizin 2100 yılına kadar iklim projeksiyonlarını oluşturuyoruz. Burada 6 tane farklı iklim modelini ve 42 iklim indisini dikkate alarak bu çalışmayı yapıyoruz. 2100 yılına kadar hangi ilde ne düzeyde nasıl bir riskle karşılaşılabileceğini görebileceğiz ve benzer şekilde onu coğrafik yapıyla da eşleştirdikten sonra belediyelerimiz bu sisteme girebilecek. Bu model sonuçlarında kendi şehirlerinde hangi tarihler arasında örneğin 20 yıllık bir periyotta bir soruna, kuraklıkla veya su kaynakları ile ilgili bir problem ne düzeyde gerçekleşebilir ya da bir taşkının olasılığı nedir ne düzeydedir gibi bilgilere ulaşabilecekler. Bu çalışma, yerel iklim değişikliği eylem planları başta olmak üzere iklim değişikliğine yönelik çalışmalara bilimsel bir temel oluşturuyor. Bu çalışma sonucunda; uzun vadede ülkemizde ne zaman ve nerede, hangi hava olayının yaşanacağı hakkında öngörüde bulunma imkânımız olacak.” diye konuştu.
Ayrıca, Türkiye’de Yerel İklim Eylemi için AB Ortaklığı Projesi kapsamında gerçekleştirilen toplantı ile belediyelerin iklim değişikliğiyle mücadelede geliştirdiği iyi uygulamaların paylaşılması, teknik bilgi ve deneyim alışverişinin artırılması hedefleniyor. Proje aynı zamanda iyi örneklerin çoğaltılmasını ve şehirler için uygulanabilir çözüm önerilerinin geliştirilmesini amaçlıyor.