-
27 Ağustos 2025
Sürdürülebilirlik Akademisi ve Sürdürülebilir İş Ağı (SBN) tarafından düzenlenen webinar programına katılan İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar, İklim Kanunu’nun detayları ve Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi hakkında açıklamalarda bulundu.
Konuşmasında iklim değişikliğinin yalnızca çevresel bir sorun olmadığını vurgulayan Başkan Hasar, “İklim değişikliği, ekonomiden sosyal düzene, küresel istikrardan insan güvenliğine kadar pek çok alanda etkisini hissettiren kapsamlı bir krizdir.” ifadelerini kullandı.
İklim Kanunu’nun Temel Hedefi: 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma
Başkan Hasar, İklim Kanunu’nun merkezinde 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedefinin bulunduğunu belirtti. Türkiye’nin her beş yılda bir Ulusal Katkı Beyanı sunduğunu dile getiren Hasar, “Her yeni beyan, bir öncekine kıyasla daha yüksek bir azim ve kararlılık içermelidir. Önemli olan sürekli ilerleme ve hedefe bağlılıktır.” dedi.
Kanunun, Türkiye’nin maddi ve manevi çıkarlarını gözeterek iklim değişikliğiyle etkin ve bütüncül bir mücadele amaçladığını ifade eden Hasar, bu yasanın yalnızca çevreyi değil, ülkemizi, geleceğimizi ve doğal kaynaklarımızı da korumayı hedeflediğini vurguladı.
İklim Kanunu’nda öne çıkan düzenlemeler
İklim Kanunu’nda ilk kez hukuki metinlerde yer alan “İklim Adaleti” ve “Adil Geçiş” kavramlarının tanımlandığını belirten Hasar, kurumsal yapılanma ve görev dağılımının kanunla netleştirildiğini söyledi. Kanun kapsamında iklim politikalarının uygulanması iki temel üzerine inşa edildi: Emisyonların azaltımı ve iklim değişikliğine uyum. Tüm faaliyetler Başkanlık tarafından yıllık olarak izlenecek ve raporlanacak. Bu raporlar, İklim Değişikliği Uyum Koordinasyon Kurulu’nda değerlendirildikten sonra kamuoyuyla paylaşılacaktır.
Kanun ile Gönüllü Karbon Kredilerinin kullanımının önü açılıyor
Finansman konusunun iklim müzakerelerinde kritik bir başlık olduğunu ifade eden Hasar, İklim Kanunu ile Türkiye’de Emisyon Ticaret Sistemi’nin kurulacağını ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın hayata geçirileceğini açıkladı. Ayrıca gönüllü karbon kredilerinin kullanımının önünün açıldığını belirten Hasar, Türkiye’nin karbon kredilerinin toplandığı ülkeler arasında yer aldığını söyledi.
Türkiye’nin Yeşil Taksonomisi Kurulacak
Türkiye’nin Yeşil Taksonomisi’ni hazırladıklarını belirten Hasar, “Yeşil Taksonomi ile birlikte, sürdürülebilir yatırımların çerçevesi netleşecek, finansal kaynakların iklim dostu alanlara yönelmesi sağlanacak. Kanun’la birlikte yerel düzeyde de önemli bir adımlar atıyoruz. Yerel İklim Değişikliği Eylem Planları, 81 ilde zorunlu hale getiriliyor. Her ilde; kamu, özel sektör, akademi ve STK’ların katılımıyla İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulları kurulacak. Böylece yereldeki sorunlar doğrudan tespit edilerek hızlı ve etkin çözümler geliştirilecek.” dedi.
Emisyon Ticaret Sistemi, özel sektörün rekabet gücünü artıracak
Başkan Hasar, İklim Kanunu’nun sanayiciyi korurken iklim politikalarının etkin uygulanmasını sağlayacağını vurguladı. Emisyon Ticaret Sistemi’nin özel sektörün uluslararası rekabet gücünü artıracağını belirten Hasar, özellikle AB’ye ihracat yapan sektörler için bu sistemin büyük fırsat sunduğunu ifade etti.
Başkan Hasar, Emisyon Ticaret Sistemi, özel sektörün uluslararası alanda rekabet gücünü artıracak önemli bir mekanizmadır. Artık yatırımların yeşil olması bir gereklilik haline gelmiştir; dünya genelinde eski teknolojilerle rekabet etmek mümkün değildir. Emisyon Ticaret Sistemi, bu kapsamda elde edilen gelirleri, yeşil yatırımları teşvik etmek için kullanmayı mümkün kılacaktır. Birçok ülkenin emisyon ticaret sistemlerini yerinde inceleme fırsatı bulduk ve gördük ki her sistem ülkenin ihtiyaçlarına göre farklılık gösteriyor. Biz de kendi Emisyon Ticaret Sistemimizi, özel sektörümüz ve ilgili kurum ve kuruluşlarımızla birlikte hazırladığımız bir yönetmelik taslağı çerçevesinde şekillendirdik. 12 Ağustos’ta düzenlediğimiz çalıştayda, Emisyon Ticaret Sistemi Taslak Yönetmeliğine gelen revizyon ve önerileri titizlikle değerlendiriyoruz. Bu süreçte, tüm paydaşların katkılarını almak ve sürece aktif katılımını sağlamak bizim önceliğimiz olmuştur.” ifadelerini kullandı.
COP31 Adaylığı
Prof. Dr. Halil Hasar, Türkiye olarak COP31’e aday olduklarını vurguladı. Hasar, “COP31’in nerede yapılacağı kararı COP30’un son gününde verilecek. Eğer karar çıkmazsa BM süreci devreye girecek. Biz ise üst düzeyde adaylığımızı belirledik. Türkiye, diplomatik ve lojistik açıdan önemli bir konumda bulunuyor. Hızlı gelişme potansiyeline sahip bir ülke olarak, küresel iklim eylemini adil ve iddialı şekilde ileri taşımak için COP31’i büyük bir öneme sahip görüyoruz.” değerlendirmelerinde bulundu.