“İnsanoğlu ile tabiat arasında bir merhamet sözleşmesi var”

İklim Değişikliği Başkanlığı öncülüğünde 'Entegre İklim ve Biyoçeşitlilik Eylemi için Türk-Alman İş birliği' projesinin açılışı gerçekleştirildi.

“İnsanoğlu ile tabiat arasında bir merhamet sözleşmesi var”
“İnsanoğlu ile tabiat arasında bir merhamet sözleşmesi var”
“İnsanoğlu ile tabiat arasında bir merhamet sözleşmesi var”
“İnsanoğlu ile tabiat arasında bir merhamet sözleşmesi var”
“İnsanoğlu ile tabiat arasında bir merhamet sözleşmesi var”
“İnsanoğlu ile tabiat arasında bir merhamet sözleşmesi var”
“İnsanoğlu ile tabiat arasında bir merhamet sözleşmesi var”

29 Nisan 2025

İklim Değişikliği Başkanlığı öncülüğünde 'Entegre İklim ve Biyoçeşitlilik Eylemi için Türk-Alman İş birliği' projesinin açılışı gerçekleştirildi.

Ankara’da düzenlenen törenle, “Türk-Alman İş birliği: Politika Etkileşim Projesi" İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar ile Alman Uluslararası İş Birliği Kurumu (GIZ) Türkiye Direktörü Anja Maria Dahl’ın imzalarıyla başlamış oldu.

Başkanlığımız ve Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu (GIZ) tarafından yürütülen, Alman Federal Ekonomi ve İklim Eylemi Bakanlığı (BMWK) tarafından Uluslararası İklim İnisiyatifi (IKI) kapsamında desteklenen, Tarım ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün de faydalanıcılarından olduğu proje kapsamında, hazırlıkları devam eden Türkiye Yeşil Taksonomisinin, Emisyon Ticaret Sisteminin, ülkemizin Ulusal Katkı Beyanı süreçlerinin, iklim değişikliğine uyum ve biyoçeşitlilik faaliyetlerinin desteklenmesi hedefleniyor.

Törende açış konuşması yapan İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar, biyoçeşitlilikle ilgili kirlenmenin ortada olduğunu ifade ederek, "Çevre kirliliğini önlemek bir yerde kolay. Bir noktada meydana gelen kirlilik kaynağını kesersiniz ve çevre kirliliğini bir şekilde önlemiş olursunuz. Zamanla kirlenmiş olan toprak, hava, su onu da temizleyebilirsiniz. Ama iklim böyle bir olgu değil. İklim dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir ülkesinde hesapsız kitapsız yapılan kullanım sonucunda çok masum bir ülkede zarar görebilir.” ifadelerini kullandı.

Türkiye olarak küresel ölçekte iklim değişikliğiyle mücadeleyi sürdürdüklerini belirten Başkan Hasar’ın açış konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“On sene sonra emisyon azaltımı yerine uyum süreçlerini konuşmaya başlayacağız”

İklim konusunda bölgemizde lider bir ülke olmanın peşindeyiz. Bu vesileyle de politikalarımızı geliştirdik. Ulusal katkı beyanımızı güncelledik. 2015 yılındaki yüzde 21’lik oranı arttırdık. Bu yıl itibariyle de yine ulusal katkı beyanımızı beyan çalışmalarımızı büyük bir gayretle yerine getirmeye çalışıyoruz.

On sene sonra emisyon azaltımı yerine uyum süreçlerini konuşmaya başlayacağız. Bugün belki uyumla ilgili olarak çok geri dönüşü olmadığından dolayı yatırımlar pek yapılmıyor ama insanoğlunun geleceği için uyum strateji ve eylem planlarını aktif bir şekilde harekete geçirmeleri gerekiyor. Burada da uyum konseptinde afet risklerinin azaltılmasından su kaynaklarının verimli kullanılmasına kadar organik tarımın artışına kadar su kaynaklarımızın korunmasına kadar yeşil alanlarımızın korunması tamamen bu doğrultuda.

“İnsanoğlu ile tabiat arasında bir merhamet sözleşmesi var”

İnsanoğlu ile tabiat arasında bir merhamet sözleşmesi var. Ben böyle tanımlıyorum. Maalesef bu merhamet sözleşmesini her zaman insanoğlu bozmuştur. Sonuçta da intikamını tabiat çok ciddi boyutlarda almıştır. Hiçbir şey yapmadan herhangi bir önlem almadan bunu yapabiliriz? Sonucunda ne olabilir? Emin olun ki insanoğlu bugün kazandığını düşünebilir ama kaybeden insanoğlu olacak. Bir buçuk derece gibi bir küresel hedef çerçevesinde o çemberde herkes geleceğini düşünen çocuklarını düşünen dünyanın geleceğini düşünen her insan iklim eylemine çok ciddi bir şekilde katılmak zorunda olduğunun farkında.

“Türkiye olarak önceliklerimiz arasında manevi değerlerimizle uyumlu iklim eylemleri var”

Türkiye olarak önceliklerimiz arasında manevi değerlerimizle uyumlu iklim eylemleri var. Bunun içerisinde Ata tohumundan tutun organik tarımın arttırılmasına kadar. Organik tarımın beş kat arttırılmasına kadar bir hedef var. Bunların hepsi iklim kanunumuzda öncelikli olan konular. Hiçbir şekilde bireysel özgürlüklerin kısıtlanmasıyla alakalı bir durum söz konusu değil, olamaz da. Geleceğimizi dünyamızı korumaya yönelik olarak yutak alanlarımızı, yeşil alanlarımızı artırmaya yönelik bir kanun olduğunu belirtmekte fayda var. Bütün sektörlerde ekonominin, çevrenin, emisyonların azaltılmasının göz önünde tutulduğu kapsayıcı bir çerçeve şekillendirmeye çalışıyoruz.

“Türkiye, son yıllarda uluslararası politikalarda daha aktif ve daha kararlı bir konuma geldi”

Türkiye son yıllarda uluslararası politikalarda daha görünür, daha aktif ve daha kararlı bir konuma geldi. Küresel müzakerelere yapıcı katkılar sunuyoruz. Her bir konuda fikirlerimizi bildiriyoruz. Türkiye'nin herhangi müzakere grubuna üye olmaması nedeniyle müzakerelerde daha aktif haldeyiz. 2024 yılında Azerbaycan ev sahipliğinde COP29’da etkin bir katılım sağladık.

"COP31’e adayız”

2025 yılında gerçekleşecek COP30, Brezilya'da gerçekleşecek. Bu COP’un farklı bir manası var. Geçen yıl ana konu finanstı. Bu yıl ise daha farklı bir COP olacak ve adil geçiş süreçlerinin olgunlaşacağı bir COP olacağını bekliyoruz. Bununla ilgili de teknik hazırlıklarımızı titizlikle yapıp Türkiye adına orada gerekli olan katkılarımızı vermeye çalışacağız. COP31 adaylığımız var. Sayın Cumhurbaşkanımız da yüksek sesle ilan etti. Biz şu an Avustralya tarafıyla birlikte COP31’e adayız. Dostane, arkadaşça yürüyen müzakere diyaloglarımız var.

İmza töreninin ardından "2053 Net sıfır Hedefi: İklim Değişikliği ve Biyoçeşitlilik Konusunda Atılacak Adımlar" konulu panel düzenlendi.

Facebook’ta Paylaş Twitter’da Paylaş Google Plus’da Paylaş Yazdır