-
16 Ocak 2024
IPCC’nin 7. Değerlendirme Döngüsü’nün ilk oturumuna IPCC Başkanı Sayın Prof. Dr. Jim SKEA, Bakan Yardımcımız ve İklim Değişikliği Başmüzakerecimiz Sayın Fatma VARANK, İklim Değişikliği Başkanı Sayın Prof. Dr. Halil HASAR ve IPCC Sekreteri Dr. Abdalah Mokssit katıldı.
Gelecekte yapılacak olan IPCC çalışmalarının belirlenmesi açısından büyük bir öneme sahip olan IPCC'nin 7. Değerlendirme Döngüsü’nün ilk oturumu 195 ülkeden 400’den fazla delegenin katılımıyla Bakan Yardımcımız ve İklim Değişikliği Başmüzakerecimiz Sayın Fatma VARANK ve IPCC Başkanı Sayın Prof. Dr. Jim SKEA’nın açılış konuşmaları ile başladı.
Prof. Dr. Jim Skea IPCC’nin iklim değişikliğinin farkındalığının geliştirimesi ve iklim eylemini desteklemek konusundaki başarılarına değinerek, IPCC çalışmalarının BMİDÇS’nin her yıl düzenlediği Taraflar Konferansları’nda iklim değişikliğine ışık tutarak bilgilendirmeler yaptığını vurguladı. İklim değişikliği üzerine yapılan çalışmaların karalarda, okyanuslarda ve kriyosferde değişen iklimin etkileri sebebiyle küresel ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğumuzu belirtti. Son zamanlarda yapılan çalışmalara da değinen Skea, çalışmaların iklim değişikliğinin etkilerinin bölgelere, ekosistemlere ve sektörlere ışık tuttuğunu ve bu etkileri ivedi eylemlerle ele alınması gerektiğine de değindi.
Bakan Yardımcımız ve İklim Değişikliği Başmüzakerecimiz Fatma Varank yaptığı açılış konuşmasında “Küresel bir kriz haline gelen iklim değişikliği insanlığın en önemli müşterek meselelerinden biri olup bu meselelerin çözümü uluslararası toplumun adil ve samimi gayretiyle ve iş birliğini gerekli kılmaktadır.” dedi.
Varank, IPCC çalışmalarının dünyamızın iklim değişikliği ile mücadelesinde mevcut durumu ve gelecek senaryoları ortaya koyması sebebiyle büyük bir önem arz ettiğine vurgu yaptı. Ayrıca COP28’in en önemli sonuçlarının en önemli parçası olan küresel durum değerlendirilmesinde IPCC bulgularına verilen güçlü atıfların ne kadar değerli olduğunu belirten Varank, “Bu bulgular Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmasının önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Paris Anlaşması’nın kabulünden önceki bulgularda beklenen 4 derece küresel sıcaklık artışının anlaşmanın uygulanması ile 2.1 ile 2.8 derece aralığında olabileceği bizler için önemli bir mesajdı. Diğer taraftan 1.5 dereceyi ulaşabilir kılmak iddialı bir küresel çabayı gerektirmektedir. IPCC raporlarında iklim değişikliği ile mücadelede sıcaklık artışının sınırlandırılmasının tek başına yeterli olmayacağı ve özellikle uyum ile kayıp ve zararlara ilişkin tedbirlerin artırılması gerekliliği açıkça vurgulanmaktadır.” dedi.
İklim değişikliğine karşı en kırılgan bölgelerden biri olan Akdeniz Havzası’nda bulunan ülkemizin 1.5 derece sıcaklık artışının etkilerini şimdiden yaşamakta olduğunu belirten Varank, ülkemizin iklim değişikliği sebebiyle sıklık ve şiddeti gün geçtikçe artan afetlerle mücadele etmekte olduğunu belirtti. Varank, “Özellikle Karadeniz bölgesindeki taşkın ve seller, Akdeniz bölgesindeki orman yangınları, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki kuraklık ülkemizde iklim değişikliği ile ilgili başlıca afetler olmuştur.” dedi.
Varank, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ve Paris Anlaşması’na taraf olma iradesi ülkemiz bakımından önemli bir dönüm noktası olmuştur. Cumhurbaşkanımız tarihi bir adım olarak nitelendirdiği bu hedefi açıklarken yatırımdan üretime ihracattan istihdama kadar geniş bir alanda kapsamlı değişiklere gidilecek olan bu yeni yolu Türkiye’nin Cumhuriyet dönemindeki kalkınma hamlesinde yaptığı en keskin tercihlerden biri olarak tanımlamıştır. 2030 yılı itibarıyla emisyon azaltım hedeflerimizi iki katına çıkardık. Bu hedefimizi ekonomi geneline yayarak; enerji, sanayi, ulaştırma, tarım, bina, atık ve ormancılık sektörlerinde kararlı bir iklim eyleminde yürütmekteyiz. Bu kapsamda 2024-2030 yıllarını kapsayan İklim Değişikliği Azaltım Strateji ve Eylem Planı’nda hayata geçirmiş bulunuyoruz. Bunun yanı sıra iklim değişikliği uyum konusunda kentlerden sağlığa tarımdan afete kadar 11 başlığı kapsayacak şekilde İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı’nı da hazırlayarak 2030 yol haritamızı belirledik. Ayrıca şehirlerin iklim değişikliğine uyum kapasitelerinin artırılmasına ve daha dengeli iklim dirençli ve sürdürülebilir kentleşmenin sağlanmasına önem veriyoruz.” dedi.
Dört gün sürecek kapalı toplantılarda IPCC 7. Değerlendirme Döngüsünün kapsamı belirlenecek ve yeni döngü boyunca IPCC’nin yapacağı çalışmalar netleştirilecektir.