Başkanımız Prof. Dr. Halil Hasar Türkiye’de Yerel İklim Eylemi için AB Ortaklığı Projesi Açılış Toplantısı’nda konuştu.
28 Eylül 2023
Başkanlığımız tarafından koordinasyonu gerçekleştirilen ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen “Türkiye’nin Yerel İklim Eylemi İçin AB Ortaklığı Programı” açılışı 27 Eylül 2023 tarihinde gerçekleştirildi. Açılışa 49 farklı ilden bakanlıklar, kalkınma ajansları, bölge müdürlükleri, valilikler, il müdürlükleri, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve araştırma kuruluşlarından 200’ü aşkın temsilci katılmıştır.
Kurum Başkanımız Prof. Dr. Halis Hasar açılış konuşmalarıyla başlayan toplantıda sırasıyla, UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ve Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan’ın konuşmalarıyla devam etmiştir.
Sonrasında Proje kapsamında pilot il olarak seçilen Antalya, Kahramanmaraş, Ordu, Elazığ, Isparta ve Kastamonu illeri için hazırlanacak Yerel İklim Değişikliği Eylem Planları (YİDEP) kapsamında Başkanlığımız ve Belediyeler arasındaki işbirliği protokolü Başkanımız Prof. Dr. Halil Hasar ve belediye başkanları tarafından imzalanmıştır.
Başkanımız Prof. Dr. Halil Hasar, “Her ne kadar iklim değişikliği küresel bir sorun olsa da iklim değişikliği kaynaklı felaketlerden en çok şehirler etkilenmektedir. Bu nedenle iklim kaynaklı doğal afetlere karşı şehirlerimizin daha dirençli hale getirilmesi büyük önem arz etmektedir. “Türkiye’de Yerel İklim Eylemi İçin AB Ortaklığı Projesi” bu sürece önemli bir katkı sağlayacaktır.” dedi.
“Felaketler iklim değişikliği ile mücadelenin ciddi, kararlı ve hassas politikalar gerektirdiğini göstermekte"
Son yıllarda Dünya’nın dört bir yanında iklim değişikliği kaynaklı afetlerin sayısı ve sıklığında ciddi artışlar olduğunun altını çizen Prof. Dr. Halil Hasar, “Temmuz ayının ikinci yarısında, özellikle Yunanistan ve Doğu Akdeniz'de ciddi boyutlarda orman yangınları meydana gelmiştir. Diğer taraftan, Libya başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde tarihin en büyük sel felaketleri, aşırı yağışlar yaşanmış, binlerce insan hayatını kaybetmiş ve on binlercesi de kaybolmuştur. Bildiğiniz üzere, Ülkemiz iklim değişikliğine karşı en kırılgan bölgelerden biri olan Akdeniz Havzasında yer almaktadır. Dünya ortalama sıcaklık artışı 1.15oC iken, ülkemizde bu değer 1.4oC’dir. Bu nedenle içinde bulunduğumuz bölgede dünyanın geri kalanına göre daha fazla sıcaklık artışı ve 2-3 kat daha uzun süren kuraklıklar öngörülmektedir. Ülkemizde, özellikle son yıllarda aşırı, ani ve şiddetli yağışlar, seller, fırtınalar, toprak kaymaları, sıcak hava dalgaları ve orman yangınları daha sık yaşanmaktadır. Bu felaketler iklim değişikliği ile mücadelenin ciddi, kararlı ve hassas politikalar gerektirdiğini göstermektedir.” şeklinde konuştu.
“Yerel iklim çalışmaları olmadan ulusal iklim hedeflerimize ulaşmak mümkün değil"
Prof. Dr. Halil Hasar, ülke olarak bütüncül bir yaklaşım ve bilimsel yöntemlerle iklim değişikliğiyle mücadele etmekte kararlı olduğumuzu belirterek, “Türkiye olarak iklim değişikliği kapsamında tarihi sorumluluğumuzun yok denecek kadar az olmasına rağmen, iklim değişikliğine karşı mücadele etmekte kararlıyız. Bu alandaki kararlılığımızın en önemli göstergesi, Paris Anlaşması’na taraf olmamız ve Sayın Cumhurbaşkanımızın 2053 Net Sıfır Emisyon hedefini ortaya koyarak yeşil dönüşüm hamlesini ilan etmesidir. Bu nedenle 2015 yılında açıkladığımız Niyet Edilmiş Ulusal Katkı Beyanımızda 2030 yılı için sunduğumuz yüzde 21 artıştan emisyon azaltım hedefimizi, Net Sıfır Emisyon vizyonumuz doğrultusunda güncelleyerek yüzde 41 olarak ilan ettik. Yerel iklim çalışmaları olmadan ulusal iklim hedeflerimize ulaşmak mümkün değildir.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye'nin 2053 uzun dönemli iklim değişikliği stratejisi hazırlık çalışmalarımız devam ediyor"
İklim Kanunuyla ilgili çalışmaların devam ettiğini belirten Hasar, “Türkiye’nin 2053 Uzun Dönemli İklim Değişikliği Stratejisi hazırlık çalışmalarımız devam etmektedir. Kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte YİDEP’lerin hazırlanması önem kazanacak olup bu nedenle konuya ilişkin esasları belirlemek için bir yönetmelik hazırlamaktayız. Diğer taraftan 2023-2030 yıllarını kapsayacak olan İklim Değişikliği Azaltım Eylem Planı ve 2023-2030 Ulusal İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı çalışmalarında son aşamaya gelinmiş, 2023 yılı içerisinde tamamlanması öngörülmektedir.” şeklinde konuştu.
Sayın Hasar, “Bugün açılışı yaptığımız ve 5 yıl sürmesi planlanan, 22 Milyon Avro bütçeli IPA 3 ‘Türkiye’de Yerel İklim Eylemi İçin Avrupa Birliği Ortaklığı Projesi’ kapsamında Türkiye için 2100 yılına kadar 4 km çözünürlükte iklim değişikliği projeksiyonları ile etkilenebilirlik ve risk analizleri yapılacaktır. YİDEP için düzenleyici yasal çerçevenin tamamlanması sürecine paralel olarak belirlenen pilot iller için eylem planlarının hazırlanması faaliyeti yürütülecektir. Diğer iller ve belediyeler tarafından da bu eylem planlarının hazırlanmasını kolaylaştırmak için 5 adet interaktif karar verme aracı geliştirilecek, ayrıca seçilecek illerde bu araçlar test edilecektir. Bunun yanı sıra ulusal, sektörel ve kavramsal konularda eğitim modülleri geliştirilecek ve bunlar doğrultusunda kapasite geliştirme ve eğitim faaliyetleri yürütülecektir.” dedi.
“Proje kapsamında yerel paydaşlara 14 Milyon Avro’luk hibe desteği sağlanacak."
Proje kapsamında yürütülecek olan İklim Değişikliği Hibe Programı kapsamında yerel paydaşlara 14 Milyon Avro’luk teknik destek sağlanacağını ifade eden Hasar, “İklim eylemi için yerelde karar alma, uygulama kapasitesinin arttırılması ve yerel iklim eylem planlama kapasitesinin geliştirilmesi için Projemiz kapsamında 6 pilot ilde detaylı YİDEP’ler hazırlayacağız. Pilot il seçim sürecinde Başkanlığımız tarafından yürütülen Türkiye’de İklim Değişikliğine Uyum Eyleminin Güçlendirilmesi Projesi kapsamında yapılan etkilenebilirlik ve risk analiz sonuçları tüm iller için değerlendirilmiştir. Bu detaylı seçim süreci sonunda Antalya, Kahramanmaraş, Ordu, Elazığ, Isparta ve Kastamonu olmak üzere 6 pilot il seçmiş bulunmaktayız. Bu çalışmalar yerel yönetimlerin; uyum başta olmak üzere iklim değişikliğiyle mücadelede desteklenmesi ve şehirlerimizin dirençli hale getirilmesi amacıyla yürütülmektedir. Ulusal sera gazı emisyon azaltım hedeflerimiz ve iklim değişikliğine uyum politikalarımız sayesinde gelecek nesillerimizin kaliteli yaşam hakkını korumak için Türkiye’de Yerel İklim Eylemi İçin AB Ortaklığı Projesinin önemli bir katkı sağlayacağı inancındayım.” şeklinde konuştu.