İklim Değişikliği Başkanı Hasar, ‘4. Uluslararası Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Konferansı’na katıldı

-

İklim Değişikliği Başkanı Hasar, ‘4. Uluslararası Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Konferansı’na katıldı…
İklim Değişikliği Başkanı Hasar, ‘4. Uluslararası Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Konferansı’na katıldı…
İklim Değişikliği Başkanı Hasar, ‘4. Uluslararası Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Konferansı’na katıldı…
İklim Değişikliği Başkanı Hasar, ‘4. Uluslararası Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Konferansı’na katıldı…
İklim Değişikliği Başkanı Hasar, ‘4. Uluslararası Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Konferansı’na katıldı…

05 Şubat 2025

Ankara Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen konferans, ‘İklim Krizi ve Finansal Risk Altında Konut ve Ticari Gayrimenkul Piyasaları ve Geleceği’ başlığı altında toplandı.

Dünyanın çeşitli üniversitelerinden bilim insanlarının ve yöneticilerin katıldığı konferansta; iklim siyasetinde uluslararası gelişmeler, Türkiye’nin iklim politikaları, iklim değişikliğiyle mücadelede sanayi, iklim değişikliğiyle mücadelede yerel yönetimlerin rolü, karbon vergisi politikaları ve çevresel gayrimenkul uygulamaları, iklim değişikliğiyle mücadelede ülke örnekleri gibi birçok konu derinlemesine ele alındı.

Ankara’da gerçekleştirilen ve üç gün süren konferansa katılan İklim Değişikliği Başkanı Hasar, ‘Türkiye’nin İklim Değişikliği Politikaları’ başlığı altında yaptığı konuşmasında, iklim siyasetinde uluslararası gelişmeler ve Türkiye’nin iklim diplomasisi konularını ele aldı.

Dünyanın iklim değişikliği tehdidiyle karşı karşıya olduğuna değinen Başkan Hasar, bu krizin ve doğal afetlerin yarattığı tehditlerle mücadele ederken, yalnızca yerel değil, küresel bir dayanışmaya ve iş birliğine ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi.

İklim değişikliğiyle mücadele için uluslararası müzakerelerde alınan kararlar, Türkiye’nin bu süreçteki aktif rolü ve geleceğe dair atılması gereken adımlar üzerinde duran Başkan Hasar’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle;

“6 Şubat acı deneyimimiz, yalnızca depreme dayanıklı yapılaşmanın değil, afetlere dirençli şehirler inşa etmenin de ne kadar hayati olduğunu ortaya koydu” 

Bundan iki yıl önce, 6 Şubat 2023 tarihinde ülkemiz, tarihindeki en yıkıcı depremlerden biriyle karşı karşıya kaldı. Bu trajik olayda 50 binden fazla vatandaşımızı kaybettik, On binlerce bina yıkıldı ya da kullanılamaz hale geldi ve milyonlarca insanın hayatı derinden sarsıldı.

Bakanlığımız tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında, deprem bölgesinde 11 il dev bir şantiye alanına dönüştürülmüş ve ihtiyaç duyulan konutların tamamının inşaatına başlanmıştır. 2024 yılı sonunda 200 bin konutun teslim edilmesi hedefi aşılmıştır. 2025 yılı sonuna kadar toplamda 453 bin konutun tamamlanarak tüm depremzede vatandaşların evlerine kavuşması sağlanacaktır. 

Bu acı deneyim, yalnızca depreme dayanıklı yapılaşmanın değil, afetlere dirençli şehirler ve ekonomiler inşa etmenin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha ortaya koydu. 

“Dünyamız, iklim değişikliği tehdidiyle karşı karşıya”

Dünyamız, iklim değişikliği tehdidiyle karşı karşıya. Bu küresel sorunu ele almak amacıyla, her yıl Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) kapsamında düzenlenen İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP) toplantıları, uluslararası iş birliğini güçlendirmek ve somut çözümler geliştirmek için bir platform sunuyor. Ancak, bu mekanizmaların uygulanabilir kılınması ve şeffaf bir şekilde yürütülmesi konusunda uluslararası topluluğun çok daha fazla sorumluluk üstlenmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda, binaların enerji verimliliği ve iklim dostu dönüşümler öne çıkmaktadır. Türkiye, sürdürülebilir bir çevre ve toplumsal refah için kritik öneme sahip olan Net Sıfır Emisyon Hedefi doğrultusunda önemli adımlar atmaktadır. 

“Türkiye, neredeyse sıfır enerjili binalar ve yeşil sertifikalı binalar stratejilerini belirlemiştir”

Türkiye’nin Uzun Dönemli Stratejisinde (LTS), binalar sektöründe 2053 yılına kadar karbon emisyonlarını azaltmaya ve enerji verimliliğini artırmaya yönelik Karbon Emisyonlarını Azaltmak, Neredeyse Sıfır Enerjili Binalar ve Yeşil Sertifikalı Binalar olarak üç temel strateji belirlenmiştir.

COP sürecinde, Azaltım Çalışma Programı çerçevesinde, binaların iklim değişikliğine etkilerini azaltmaya yönelik somut hedefler ortaya konmuştur. İklim Değişikliği Başkanlığı olarak Program kapsamında 2024 yılında Binalar sektörünün tema olarak seçilerek tartışılmasını önermiş ve bizim de önerimiz doğrultusunda 2024 yılında ‘Şehirler: Binalar ve Kent Sistemleri’ üzerine istişareler gerçekleştirilmiştir. 

Bu bağlamda mevcut binaların enerji verimliliğinin artırılması ve yeni yapıların sürdürülebilir mimari standartlara uygun olarak inşa edilmesi, Binalarda yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonu ve uluslararası sertifikasyon programlarıyla, şehirlerde karbon nötr binaları yaygınlaştırmak için çalışmalar yürütmek önemlidir.

“Kahramanmaraş depremleri, doğal afet risklerinin çok boyutlu etkilerini bir kez daha gösterdi” 

6 Şubat Kahramanmaraş depremleri, bölgemizdeki ve dünyadaki doğal afet risklerinin çok boyutlu etkilerini gözler önüne sermiştir. Bu büyük felaket, ulusal düzeyde dayanıklılık politikalarımızı güçlendirmenin ötesinde, uluslararası bir dayanışma ve iş birliğinin zorunluluğunu da ortaya koymuştur. Kahramanmaraş depremleri, doğal afet risklerinin çok boyutlu etkilerini bir kez daha gösterdi. Yeniden inşa sürecinde, yalnızca depreme değil, aynı zamanda iklim değişikliğine bağlı risklere dirençli şehirler inşa etmek, gelecek nesillerin güvenliği için büyük önem taşıyor.

Şehirler, hem iklim değişikliğine katkıda bulunan hem de bu değişiklikten en fazla etkilenen yerleşim alanlarıdır. Ancak aynı zamanda çözüm üretme noktasında da eşsiz bir potansiyele sahiptirler. Şehirler, yenilenebilir enerji, yeşil altyapı, sürdürülebilir toplu taşıma ve enerji tasarrufu sağlayan binalarla 2050 yılına kadar emisyonlarını yüzde 90 oranında azaltabilir.

“İklim dirençli şehirler inşa etmek, sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de güvenliği ve refahı için bir zorunluluktur”

İklim eylem planlarını uygulamanın ilk maliyeti, uzun vadeli faydalarla karşılaştırıldığında minimum düzeyde olabilir. Bütünsel bir bakış açısıyla bugün alacağımız kararlar, gelecekteki kayıp ve zararları azaltacaktır.

Konut ve ticari gayrimenkul piyasaları, iklim krizinin ve doğal afetlerin en yoğun etkilerini hisseden alanlardan biridir. Şehirlerin risk profilleri değiştikçe, finansal sistemler de bu risklere adapte olmak zorundadır.

İklim dirençli şehirler inşa etmek, sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de güvenliği ve refahı için bir zorunluluktur.

Başkan Hasar’ın gelen soruları yanıtladığı konferans, hatıra fotoğraf çekimiyle son buldu.

Facebook’ta Paylaş Twitter’da Paylaş Google Plus’da Paylaş Yazdır